Bozkırın Tezenesi Konya’da Yolcu türküsüyle anıldı

Abdallık kültürünün taşıyıcılarından Bozkırın Tezenesi olarak anılan Neşet Ertaş vefatının 11. yıldönümünde tüm Türkiye’de anılıyor. Konya’da LİMA’nın hazırladığı proje ile Neşet Ertaş meşhur türküsü yolcu ile anıldı.

Bozkırın Tezenesi Konya’da Yolcu türküsüyle anıldı

Abdallık kültürünün son efsanesi olarak bilinen halk ozanı Neşet Ertaş vefat edeli 11 yıl oldu. Hayatı boyunca yaklaşık 400 plak ve birçok kaset çıkaran efsane sanatçı Anadolu insanın kalbinde önemli bir yer edindi.

Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Anadolu’nun göbeği Konya’da da Neşet Ertaş’ı anmak için çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Konya’da Lise Medeniyet Akademisi (LİMA), Eğitim İçin Çal projesiyle Neşet Ertaş için bir klip hazırladı. Klipte 22 müzisyen Konya’nın tarihi ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan yerlerinde Ertaş’ın meşhur türküsü “Yolcu”’yu seslendirdi.

LİMA’nın hazırladığı klibi Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, sosyal medya hesabından paylaşarak Neşet Ertaş’ı andı.

Neşet Ertaş’ı vefat yıldönümünde ananlar arasında Konya’nın Karatay İlçesi Belediye Başkanı Hasan Kılca da vardı. Başkan Kılca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Neşet Ertaş’ın “Neredesin Sen” türküsünü paylaşarak sanatçıyı özlemle andığını dile getirdi.

Başkan Kılca paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

“Rahmetli Neşet Ertaş’ın sesi, sazı ve sözü her güzelliğe hoş bir anlam katıyor. Bıraktığı miras yıllar geçse de bu topraklarda mana bulmaya devam edecek.

Vefatının yıl dönümünde büyük ustayı rahmetle ve özlemle anıyorum.”

NEŞET ERTAŞ KİMDİR?

Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesi, Abdallar (Kırtıllar) köyünde 1938'de dünyaya gelen halk ozanı, 8 yaşına kadar doğduğu köyde yaşadı.

Daha sonra ailesiyle İbikli (Çiçekdağı) köyüne yerleşen Ertaş, müzik hayatına da kendisi gibi saz üstadı olan babası Muharrem Ertaş sayesinde başladı.

Bozlak türkülerini feryat olarak nitelendiren Ertaş'ın ilk çalgısı annesi Döne Ertaş'ın çamaşır tokacına tel takmak suretiyle yaptığı oyuncak bağlamaydı.

Okula gidemeyen, fakat çok küçük yaşta bağlama ve keman çalmayı öğrenen sanatçı, okumayı da ağabeyi Necati Ertaş'tan öğrendi.

Neşet Ertaş, çocukluğunda babasıyla birlikte Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat gibi birçok yeri gezerek saz çalıp, türküler söyledi.

"NEDEN GARİP GARİP ÖTERSİN BÜLBÜL" TÜRKÜSÜYLE İLK PLAĞINI ÇIKARDI

Babasından müzikle ilgili pek çok şey öğrenen Ertaş, 14 yaşında İstanbul'a gelerek ilk plağını 1957'de babasının yazdığı "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" türküsüyle çıkardı.

Bu çalışması geniş kitlelere ulaşan Ertaş, kısa sürede Anadolu'nun tamamında tanınan ve dinlenen bir halk ozanı oldu.

Yaklaşık iki yıl boyunca İstanbul'da plak, kaset ve konser çalışmaları yapan Ertaş, daha sonra Ankara'ya yerleşti ve sanat hayatını burada sürdürdü.

Usta müzisyen, bu süreçte "Türkülerin Babası", "Anadolu Efsanesi" ve "Abdal Müzisyen" gibi isimlerle de anılmaya başlandı.

Mahalli sanatçı unvanıyla Ankara Radyosu'nda programlar yapan Ertaş, Leyla Hanım ile tanışıp evlendi ve çiftin 3 çocuğu oldu fakat 7 yıl sonra eşinden ayrıldı.

UZUN SÜRE ALMANYA'DA YAŞADI

Yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle enstrüman çalamaz hale gelen ve tedavi için Almanya'ya yerleşen Ertaş, çocuklarının eğitimi ve sanat çalışmaları dolayısıyla uzun süre bu ülkede ikamet etti.

Türkiye'de plakları, radyo programları, konser ve düğün performanslarıyla büyük bir üne kavuşan Ertaş, Almanya'daki birinci kuşak Türk göçmenler tarafından da çok sevilen bir isim oldu.

Kendi üslubuyla gelenekten gelen türküleri icra eden Ertaş, 2000 yılında İstanbul'da yeniden sevenlerinin karşısına çıktı.

Abdallık kültürünün son efsanesi olarak bilinen Ertaş, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen "Devlet Sanatçısı" unvanını kabul etmedi.

Hayatta olduğu dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığınca "Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi" kapsamında "Yaşayan İnsan Hazinesi" ilan edilen Ertaş, eserlerinde Anadolu insanının acı ve kederini dile getirdi.

Ertaş'a, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından 2011'de fahri doktora unvanı verildi, sanatçının bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda ders olarak okutuldu.

Hayatı boyunca yaklaşık 400 plak, birçok kaset ve "long play"e imza atan Ertaş, 25 Eylül 2012'de prostat kanseri sebebiyle İzmir'de 74 yaşında vefat etti.

Hayatı ve eserleri Prof. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap olarak yayımlanan Ertaş'ın albümlerinden bazıları şöyle:

"Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde", "Kendim Ettim Kendim Buldum", "Kibar Kız", "Gel Gayri Gel", "Türküler Yolcu", "Gitme Leylam", "Kova Kova İndirdiler Yazıya", "Seher Vakti", "Polis Lojmanları", "Benim Yurdum", "Gönül Yarası", "Zülüf Dökülmüş Yüze", "Zahidem", "Gönül Dağı", "Ölmeyen Türküler 2", "Ölmeyen Türküler 3", "Sazlı Sözlü Oyun Havaları", "Niye Çattın Kaşlarını", "Yar Gönlünü Bilenlere", "Garibin Dünyada Yüzü Gülemez", "Altın Ezgiler", "Gurban Olduğum", "Ağla Sazım", "Hata Benim", "Mühür Gözlüm"

Kaynak:Haber Dairesi/AA

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.