Nurettin Bay

Nurettin Bay

Biz Müslümanların miladi yılbaşı kompleksi…

Biz Müslümanların miladi yılbaşı kompleksi…

Yılbaşı geldiğinde Müslümanlarda bir telaş, bir telaş…

Yılbaşında üçe bölünür Müslümanlar. Yılbaşını kutlayanlar, yılbaşına alternatif İslami etkinlik düzenleyenler ve diğerleri.

Diğerlerine sözüm yok.

Yılbaşını kutlayanların ne amaçla kutladıklarına bir bakalım. Hıristiyanlardan başlayalım.

Hazreti İsa’nın ne zaman doğduğu ile ilgili farklı görüşler bulunmakta… 24-25 Aralık gecesi doğduğuna inanlar da var, 6-7 Ocak gecesi doğduğuna inananlar da… Hatta daha başka tarihleri öne sürenler de… Onlar bir şekilde takvimi ortalayarak 31 Aralık gecesinde karar kılmışlar.

Yılbaşı onlarda da iki şekilde kutlanıyor. Kendi dinlerinin gereği ibadet ederek kutlayanlar (oruç tutmak, kiliseye gitmek, İncil okumak gibi) ve tam tersini yapanlar. Vur patlasın, çal oynasın…  Bu ikinci grup haddi o kadar aşar ki, kendi dinlerine göre dahi günaha girerler. Ama onlarda iş kolay… Ertesi gün kiliseye gidip günahlarını papaz efendiye affettiriyorlar.

Müslüman olup da Hristiyanların bu ikinci grubu gibi dinimizde ne kadar aykırılık varsa yapanlara ne demeli peki? Kiliseye gidip arınamayacaklarına göre…

Şimdi gelelim Müslümanlar içerisindeki ikinci gruba. Yani 31 Aralık’a alternatif etkinlik koyanlara… O günü Mekke’nin Fethi olarak kutlayanların hangi tarihi kaynağa göre böyle bir etkinliği düzenlediklerini anlayabilmiş değilim. Bakınız İslam Ansiklopedisinde (Diyanet) Mekke’nin Fethi tarihi şu şekilde anlatılıyor:

“Resûl-i Ekrem’in Mekke’ye hangi tarihte girdiği konusunda farklı rivayetler bulunmakla birlikte fethin 20 Ramazan 8’de (11 Ocak 630) gerçekleştiği genel olarak kabul edilmektedir (Vâkıdî, II, 829; İbn Sa‘d, II, 105; Halîfe b. Hayyât, s. 53).”

Madem böyle biz neden 31 Aralık’ta Mekke’nin Fethini kutluyoruz?

Alternatif arayanlar içerisinde başka şeyler yapanlar da var. Milleti camiye davet edenler, islami programlar düzenleyenler, çeşitli ibadetler önerenler.

Hayır… Hayır…Hayır… Hepsine hayır.

Müslümanın 31 Aralık için herhangi bir arayış içerisinde olmasına gerek yok. 30 Aralık neyse, 1 Ocak neyse 31 Aralık da o. Sadece, takvimde sıradan bir gün. Böyle bir kompleks içerisine girmemizi gerektirecek bir şey yok. Olmamalı.

Mutlaka bir şey yapmamız gerekiyorsa. Meselenin odağında Hazreti İsa bulunduğuna göre, Kur’an-ı Kerim’de onu anlatan sure ve ayetleri okuyabilir, Hazreti İsa ile ilgili hadis-i şeriflere bakabilir, sair kitaplarımızda onu anlatan bölümleri gözden geçirebiliriz. Gayrısına gerek yok.

Müslüman onur, izzet ve şeref sahibidir. Başka dinlerde bulunan etkinliklere özenmediği gibi o etkinliklere alternatif program ve davranış biçimlerine de yönelmez.

Unutmamamız lazım ki, ‘Allah indinde hak din İslamdır.’ (Ali İmran-19)

Nokta.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurettin Bay Arşivi